30 Mayıs 2010 Pazar

çıktılar

kırklarelisporu tebrik ederiz 3.lige yanımıza hosgeldiniz canı gonulden sizi tebrik ederiz

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Yeniler



istanbula geldiğimde en sevdiğim sey atkı almak:)

Haydi kırklareli gel yanımıza

maç yarın 16:30 da beylerbeyi stadında kocaeli çenesuyu plajyolusporla haydi kırklareli al su macı don geri yanımıza

27 Mayıs 2010 Perşembe

Haydi trakya bisiklet turuna



-1. TRAKYA BİSİKLET TURU -BU YIL İLK KEZ DÜZENLENEN VE 9 ÜLKEDEN 11 TAKIMDA 77 SPORCUNUN KATILACAĞI 524 KİLOMETRELİK TRAKYA BİSİKLET TURU 4 ETAPTA KO
-1. TRAKYA BİSİKLET TURU-BU YIL İLK KEZ DÜZENLENEN VE 9 ÜLKEDEN 11 TAKIMDA77 SPORCUNUN KATILACAĞI 524 KİLOMETRELİK TRAKYABİSİKLET TURU 4 ETAPTA KOŞULACAK 27.05.2010 - 1. Trakya Bisiklet Turu (Tour of Trakya), yarın Tekirdağ'ın Malkara ilçesinden başlayacak.Türkiye Bisiklet Federasyonunun resmi internet sitesinde yer alan bilgiye göre, federasyonun 2010 sezonunda düzenleyeceği 2.2 kategorisindeki dört uluslararası yarış serisinin ilk ayağı olan ve yarın Malkara'dan başlayıp 4 gün sürecek turun ev sahipliğini, Tekirdağ Valiliği ve Tekirdağ Belediyesi üstlenecek. 4 etaptan oluşan ve 524 kilometrelik parkurda gerçekleştirilecek turda, 9 ülkeden 11 takımda 77 bisikletçi mücadele edecek.Trakya Bisiklet Turu, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları için vize alma yolundaki milli bisikletçiler açısından önemli bir puan mücadelesine sahne olacak. Tur, milli takımın yanı sıra kulüp ve sporcuların gelişmesine de önemli katkı sağlayacak. Türkiye Bisiklet Federasyonunun 2010 yılı takviminde 2.2 kategorisinde düzenlenecek diğer turlar ise Tour of Victory (26-30 Ağustos), Tour of Marmara (10-13 Eylül), Tour of Gallipoli (1-5 Ekim) olarak açıklandı.1. Trakya Bisiklet Turu, şu etaplardan oluşuyor:1. Etap 28 Mayıs 161 kilometre (Tekirdağ-Malkara-Hayrabolu-Tekirdağ)2. Etap 29 Mayıs 113 kilometre (Tekirdağ-Marmaraereğlisi-Çorlu-Tekirdağ)3. Etap 30 Mayıs 166 kilometre (Tekirdağ-Hayrabolu - Lüleburgaz-Muratlı-Tekirdağ)
4. Etap 31 Mayıs 84 kilometre (Tekirdağ-Şarköy)






26 Mayıs 2010 Çarşamba

Münferit


münferit filmi üstünde yazan yazı için ve ali erkazan için aldım ilginç bir film bekliyodum ve beklediğim gibide oldu acıkcası film kenarda kalmış guzel ve ilginç bir turk filmi konusu :denizin içinden çıkarılan 2 erkek cesedi ve yol ortasında ağır yaralı bulunup hastanede yaşamını yitiren 2 çocuk cesedi olmak üzere 4 ceset vardır şirin ve tatlı kasabada hayatlarını surudurn onlarca genç kızada tecavüz edilmiştir tecavüz edilenlerden biri aylin öğretmen sorgulandıkca gecmişe donulur ve cesetler arasındaki ilişkiler yavas yavas ortaya çıkar ancak ortada gizli tutulması gereken bir sırda vardır.Film duygusal diye geciyor ama bence psikolojik bir gerilim film ali erkazan muhtesem bir oyunculuk cıkarmış rolunun hakkını vermiş film turkiyede fazla denenmeyen kara film turunde idil fırat ta rolunun hakkını vermiş tek takıldıgım konu filmde liseliyi oyanayan kızın yasının buyuk olmasaydı. onun harici güzeldi herkese izlemesi için tavsiye edebileceğim bir film izlemek isteyene cd veririm:)

23 Mayıs 2010 Pazar

BÜYÜKSÜN

sen tüm dünyaya meydan okuyosun sana helal olsun

21 Mayıs 2010 Cuma

Vavien

vavien filmi ilgimi yeşilçam film ödüllerinde en iyi film ödülünü alınca dikkatimi çekmişti çok guzel iyi bir film bekliyordum ama karsıyaka-altay maçına giderken arabada emreyle sohbette emre sakın izleme çok kotu dedi ben izliyim merak ediyorum dedim sonuna kadar dayanırsan iyi dedi filmi iyice merak ettim film kucuk bir kasabada geciyor konusu: celal karısı ve çoçuğuyla mutsuz bir hayat sürmektedir abisi cemalle birlikte ortak oldukları elektrik dukkanında işler pek parlak değildir abisiyle tek eğlencesi samsunda pavyona gitmektir pavyonda çalısan sibel ceylana olan aşkı celal ın başına dert açıcaktır celal in karısı sevilay almanyada yasayan babasının gonderdiği paraları biriktirerek saklamaktadır bu paranın kurtuluş oldugunu düşünerek plan yapan celal i süprizler beklemektedir onemli bir ayrıntıda veriyim filmle ilgili film otomatik kapıyla açılıyor otomatik kapıyla kapanıyor garip bir film engin gunaydın ve binnur kayanın oyunculukları iyi filmde hep beklenmedik bir gelişme oluyor bu filmden sonra dusundum film gercekten ödüllük ilerlemeyen ama ruh hastası senaryosu yuzunden her an bisey olucak diye beklenen bir film iyiki sinemada gitmemişim kara film turundeymiş bu film zaten projedende belli fazla bir ses getirmedi proje yinede ortada bie emek var emek veren herkese tesekkurler

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Kara Köpekler Havlarken


Ejder kapanını almaya gitiğimde erkan can ın bu filminide gordum ve aldım.Filmden çok iyi bir performans beklemiyordum acıkcası oylede oldu istanbulun arka sokaklarını anlatıyordu film aynı başka semtin çoçukları filmi gibiydi bi kaç sahne hatta birbirine çok benziyodu filmin konusu :Mahallenin iki afilli delikanlısı; Güvercinci Selim (Cemal Toktaş) ve Çaça Celal(Volga Sorgu), gökdelenlerin hemen yanında dar gelirli insanların yaşadığı bir mahallede oturup, yolun öteki tarafındaki lüks semtlerde Usta (Erkan Can) dedikleri birisinin hesabına otoparkçılık yaparlar. Selim sevdiği kız Ayşe (Ayfer Dönmez) ile evlilik planları yapıyordur. Çaça'yla en büyük hayalleri ise kendilerine ait bir otoparka sahip olmaktır. Selim’in sürekli gittiği güvercinciler lokalinden abileri Mehmet (Murat Daltaban)’in bir alışveriş merkezinin güvenlik ihalesini beraber alma teklifini kabul ederler. İşini elinden almak istedikleri güvenlik müdürü Sait ( Ergun Kuyucu ) durumu öğrenince Selim ve Çaça'nın hayatları birkaç gün içinde baş edemeyecekleri kadar hızlı değişir.film erkan can'ın büyük oyuncu olduğunu yine kanıtladığı filmdir kanımca. adam belirdiği an, konuştuğu an filmin havası değişti resmen samimiyet kazandı, gerçeklik kazandı.-çaça'yı canlandıran volga sorgu bu filmde başka semtin çocukların canlandırdığı karakterin aynısı gibi. yani oyunculuk aynı ama sanki samimiyet bir nebze daha eksik gibi. Bir İstanbul Hikayesi gibi bişey olmuş senaryo itibarıyla :) Kaliteli oyuncular ve güzel diyaloglar var filmde...Bu bütceyle bu kadar olurmuş gerçekten.İzlenebilir bir film.

13 Mayıs 2010 Perşembe

Ejder Kapanı


2009 yapımı olan ama ancak 20 ocak 2010 da gösterime giren filmi dun gece izledim film fragmanıyla oldukça ilgimi çekmişti ama ne yalan soyliyim izledikten sonra o kadar etkilenmedim filmin konusu Güneydoğu’da askerliğini yapan Er Ensar acımasız bir ölüm makinasıdır. Askerdeyken 12 yaşındaki kız kardeşine tecavüz edilmiştir. Askerden döndüğü ilk gün, kız kardeşinin kendini astığını öğrenir. Ardından şehirde cinayetler işlenmeye başlar. Soruşturmayı cinayet masasından iki usta dedektif Abbas, Celal ve stajyer polis memuresi Ezo üstlenir. Emekliliğinden önce son görevini üstlenen Abbas’ın tek hayali sevgilisi Cavidan’ı da alıp uzaklara gitmektir. filmde kenan imirzalıoğlu doğu şivesiyle istanbul şivesini birbirine karıstırıp kullanıyor doğu şivesini sevmediğimden bu konuşma tarzı hiç hosuma gitmedi nejat işler kısacık rolünde bakışları ve duruşuyla aslında her zaman üstünde gördüğümüz rollerden daha uzak bir oyunculuk çizmiş. öyle manyağın birini oynamıyor, soğuk kanlı bir yolunu kaybetmiş eski komandayu çok iyi canlandırıyor. bu topraklarda nedense layıkıyla polisiye çekilemiyor arkadaş.ya çok amerikanvarî oluyor, ya da yılan hikayesi* tarzı parodi tadında oluyor.malesef bu filmde 2sinden de var.ne yazık ki kötü bir film. yazı tura'da tüm eksik ve fazlalıklarına rağmen çok iyi bir iş çıkaran uğur yücel'den beklenmeyecek zayıflıkta bir filmdiarabali sahnelerde gereksiz atraksiyonlara girdiyse de, ozellikle surekli "genel af"a giydirmesi, guneydoguda bir savas oldugunun hatirlatilmasi, karakterlerin altyapilarinin izleyiciye aktarilmasi ve oyunculuk bakimindan oldukca etkileyici. akrep celal, ecnebi filmlerden asina oldugumuz "kotu polis" kavramini yerel tatlarla harmanlayarak muhtesem bir ekol yaratti. yerel tatlara bir diger guzel ornek ise surekli "topluca tayin edilmekten" korkan asayis sube muduru idi. ancak istanbul polis teskilatinin komple orta ve dogu anadolu'lu olmasi biraz ilginc olmus :) ne yalan soyliyim filmi sevemedim ama en azından ortada bir emek ver herkese bu emek için tessekkurler

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Trakya İçin Sporda Güzel bir Haftasonuydu

Lüleburgazsporumuz rekor kırdı ve 8 kasımda 8 tane attı


Edirne Olinspor Beko basketbol ligine yükseldi ve trakya spor tarihine adını altın haflerle yazdırdı


Kırklarelispor istanbul beylikduzunu 3-1 yenerek final grubuna kaldı işallah devamı gelir sporda başarılarla dolu bir haftasonu geçirdik işallah devamı gelir bu basarıların






9 Mayıs 2010 Pazar

Al Şu Maçı Olin hadi ya


9 Mayıs Pazar16:00 OLİN EDİRNE GENÇLİK - Hacettepe Üni.

Bütün trakyanın kilitlendiği mac olin macı alırsa 1.lige cıkıyor mac saat 16:00 da skyturk veriyor

6 Mayıs 2010 Perşembe

6 Mayıs 1972 Unutulmadı

inandıkları uğruna ölen insanlara her zaman saygım vardır bunlar basındada deniz gezmiş yusuf aslan hüseyin inan gelir insan bedenen ölebilir belki ama yaptıkları öldükten 38 yıl sonra bile hatırlanıyor ve onu hiç tanımayan nesiller bile saygı duyuyorsa o insanlar ölmemiştir... ''Delikanlım,iyi bak yıldızlara.Onları belki bir daha göremezsin.Belki bir dahayıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin Delikanlım,sen ki,ya bi köşe başında Kaşından kan sızarak gebereceksin Ya da bir devrimci gibi darağacındacan vereceksin.''

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Kar ve Kaplan


Bu filmi seyretmek istediğimde daha üniversite 2. sınıftaydım bir turlu kısmet olupta seyredememiştim gecen aksam bir yerde denk gelmemle bu filmi seyretmeye karar verdim filmin konusu vakti zamanında hayli ilgimi çekmişti filmin konusu şu:Umutsuzluk ölümden bile kötüdür, aşk ise ölümsüzdür…Attilio başarılı bir edebiyatçıdır ve Roma’daki Yabancılar Üniversitesi’nde dersler vermektedir. Hayranı olduğu şair ve yazarların hayali sesleriyle yaşayan, aşık olduğu kadın rüyalarından asla çıkamayan bu delişmen yazarın son kitabı Kar ve Kaplan yeni yayınlanmıştır.Bunun da heyecanı ile hayatının aşkı Vittoria’ya bir kez daha evlenme teklif etse de sonuç değişmez. Kendisi gibi bir edebiyatçı olan Vittoria, Attilio ile evlenmeyi aklının ucundan bile geçirmemektedir. Güzel kadının tek amacı, Amerikalılar işgal etmeden önce vatanına dönmek isteyen Iraklı şairin biyografisini tamamlamaktır.Günün birinde Attilio’nun telefonu çalar… Vittoria biyografiyi tamamlamak üzere şairle beraber Bağdat’a gitmiş ve ilk Amerikan saldırısında başından ağır yaralanmıştır. Aşk ölmek üzeredir… Ancak inatçı Attilio’nun sözlüğünde umutsuzluk kavramına yer yoktur.roberto benigni gercekten izlenmesi gereken bir yonetmen bütün kalıplardan uzaklaşıp da izlenmesi gereken filmdir. hani nasıl bazı şeyleri daha önce yaşamamış gibi yaşamak lazımdır bu filmi de işte daha önce izlenmiş olan benzeri filmleri ya da aynı kişilerin oynadığı filmleri izlememiş gibi izlemek gerekir.
çekim hataları, önem verilmemiş detaylar vb şeyleri bile düşünmüyorum bu filmi düşünürken. sadece film sonrasında salondan çıkan yüzümdeki gülümsemeyi düşünüyorum ve ona göre yorum yapıyorum..güzel.. çok güzel.. izlenesi hatta bir defa daha izlenesi filmlerden.. izleyin ama bütün kalıplarınızdan uzaklaşıp izleyin..'' aman aynı aktör aman aynı kadın aman aynı senaryo aman aşk filmi'' demeden izleyin.. filmi izlerken benigni' yi değil hayatının kadınının peşinden koşan attilio' yu izleyin.. o zaman film daha güzel oluyor işte..

4 Mayıs 2010 Salı

Şampiyonluk kızlara çok yakısıyor


düvenciler lisesi kızları futbolda trakya spor tarihine adını altın harflerle yazdırdılar nedeni ise trakyada bir spor dalında ilk defa 1.lige kapı acıldı tesekkurler kızlar

1 Mayıs 2010 Cumartesi

1 Mayıs İşçi Bayramı Kutlu Olsun

tüm işçilerin halkçıların günü kutlu olsun işallah olaysız güzel bir işçi bayramı geçer